
Osmanlı Donemi`nde Buldan
Osmanli Sarayı’nda Osman Bey döneminden itibaren kullanılmaya baslanan Buldan bezinin Osmanogullarının henüz Bursa'ya yerlesmeden Germiyanogullarının aracılıgı ile Buldan'dan kumas temin ettikleri tarihi kayıtlarda mevcuttur.
Buldan bezi, Asırlar boyunca sehzadelere elbise, hanım sultanlara çeyizlik olarak itibar görmüstur. Yıldırım Bayazıt'ın kızının gelinligi, Genç Osman'ın cepkeni, Barboros'un salı Ertugrul Gazi'nin içligi Buldan'da dokunmustur.
Buldan hakkında
Buldan ilçesinde ilk yerlesim M.Ö. 2000’li yıllara uzanmaktadir. Bolgede; Persler, Frikler, Siluslar, Lidyalılar, Hititler, Romalılar ve Bizanslılar tarafından egemenlik kurulmustur.




Aslına bakılırsa Denizli’de dokumacılıgın kökeni Osmanlı’dan çok daha öncesine Antik dönemlere dayanır. Türklerin Çürüksu ve Büyük Menderes vadilerine yerlesmesinden sonra dokumacılık daha da geliserek, sehrin en önemli geçim kaynaklarından biri haline gelir. Çürüksu Ovası’nda yetisen pamuklar özenli bir sürecin ardından dünyaca ünlü Buldan bezine dönüsmeye baslar. Buldan bezinin saraylara kadar uzanan macerasının ve bu denli itibar görmesinin en temel nedeni her asamasında yogun bir el emeginin kullanılması.
Seyyahlarin Buldan hakkında yazdıkları
Osmanlı döneminde Denizli’yi gezen pek çok seyyahın da eserlerinde Buldan bezinden söz edilir. Ibni Batuta’ya göre de Buldan’da esi benzeri olmayan altın islemeli pamuklu elbiseler dokunurdu. 17. yüzyılda Denizli’ye yolu düsen Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ne, Akdag’ın beyaz pamuk bezinin, Acem ve Musul bezinden daha ince oldugunu kayıt düsmustur.
Tripolis
Yenicekent Kasabası ile Büyük Menderes Nehri arasındaki yamaca kurulan ve Buldan`in sinirlari icerisinde kaldigi Tripolis, Antik çagların en zengin kentlerinden biridir. Lidyalılar zamanında kuruldugu tahmin edilen bu kentte, daha çok Roma ve Bizans kalıntılarına rastlanmaktadir.
Bir ucu Ege kıyılarına, diger ucu Iç Anadolu ve Akdeniz’e baglanan kent, bu özelligi ile ‘üç Sehir’ anamına gelen Tripolis adını almıstır. Günümüzde bu üç bölgenin özelliklerini tasıyan Tripolis, Lidya Bölgesi içinde, Karya ve Frigya Bölgelerine ulasımı saglayan sınır, ticaret ve tarım merkezlerinden de birisiydi.
Kurulus biçimi ve sehircilik anlayısı ile döneminin en zengin antik kentlerinden biri olarak kabul edilen Tripolis Antik Kenti'nin yapıları, tarihin en görkemli imparatorluklarından olan Roma ve Bizans Ismparatorlukları'nın izlerini tasır. Roma mimari tarzında yapılmıs yaklasık 10 bin kisi kapasiteli antik tiyatrosu, yıkık hamamı, nekropolü, sehir binası, kale ve sur yapıları ile kent, 265 hektarlık bir alana yayılir.